Bir Sanatçı Portresi: UTKU VARLIK
  • Facebook
  • Twitter
  • Google+
  • 18 Aralık 2021
  • 2
  • 963
  • 1 Yıldız2 Yıldız3 Yıldız4 Yıldız5 Yıldız
    1 Kişi oy verdi
    Ortalama puan: 5,00.
    Bu yazıya oy vermek ister misiniz?
    Loading...
  • +
  • -

Bir Sanatçı Portresi: UTKU VARLIK

Herkese Merhaba,

Bu yazımda sizlere çok değerli sanatçımız Utku Varlık’tan bahsetmek istiyorum. Kendisinin hayatı beni çok etkiliyor, düşünceleri de öyle…Sanata adanmış bir başarı hikayesi ve yakın tarihimizin birçok anına tanık olmuş bir isim.

     1942 yılında Selanik göçmeni bir ailenin çocuğu olarak Bolu’da dünyaya gelir. Bolu’nun o cennet doğasında geçen çocukluk ve doğanın ihtişamı Utku Varlık‘ta derin izler bırakır. Doğanın her detayı onun için çok değerli. Yaptığı çalışmalarda da figürün karşılığının doğadan geldiğini görebilirsiniz.

     1961 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi( günümüzde Mimar Sinan üniversitesi) Resim Bölümüne girer.

1967 Akademi Balosu Utku Varlık (en ön solda oturan)

      1960’lı yılların İstanbul’unu gözlerinizin önüne getirebiliyor musunuz? Bugünkü İstanbul ile kıyaslayınca çok zor benim için. Şehrin dokusunun o yıllarda daha yeşil ve sakin olduğunu düşünüyorum. Eminim o günün İstanbul’unu yaşayanlarda daha eski İstanbul’a özlem duyuyordu…Kim bilir? Ama bildiğim bir şey var Utku Varlık’ın Zero Hipotez Fragmanlar kitabını okuduğumda o eski İstanbul’un tarihi dokusu ile doğaya açılan sokaklarında gezindiğim. Dostlukları ile o samimi özlediğimiz insan manzaralarına şahit olduğum. İnsanların gerçek anlamda yaşadıkları yıllar.

     Her dönemin bir zorluğu var kuşkusuz. Şimdiki gibi her şeyin kolay ulaşıldığı; herkesin kendini sanatçı kabul ettiği devirler değil. Resim yapmak ve resimleri yapabilmek için kullanacağınız malzemeleri bulmak çok kısıtlı. Dönemin tüm yokluklarına rağmen ideallerinden vazgeçmez. Çünkü bu bir görme biçimidir.

Bir Sanatçı Portresi: UTKU VARLIK

     Hayata her yönden bakarız; Edebiyat, Siyaset, Müzik, Mimarlık Utku Varlık’ta resim boyutundan görmeyi anlatır bize. Renk ve kokuların büyüsü onda muazzam bir yaşam enerjisi verdiği kesin. Bunu da; «Kokuya karşı hassas kişiliğim bana tarifsiz bir yaşama biçimi getirmiştir» diye tanımlar.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR !  ÜÇ TOPRAK, BİR TUTSAK

    1960’ların İstanbul’undan 1970’li yılların Paris’ine gidiyoruz. Akademiden mezun olduktan sonra devlet bursu ile Paris Güzel Sanatlar Akademisi’ni kazanır. Picasso’yu ülkesinden ayrılıp Paris’e yönlendiren neydi? Tabi ki Sanat. O dönem özgür bir alan sunan Fransa sanatın beşiği olarak görülür ki öyledir de. O yılların Türkiye’sinde düşünce suçundan ölen, hapis yatan onca karışık bir ortamda sanat adına var olabilmek çok zor.

     Varlık, Ressam olmanın dışında her daim okuyan, araştıran bir düşünce insanı. İlk dönem eserlerinde tabi ki Türkiye’nin bu karışık ortamının siyasal yansımaları vardır. Sanat adına özgür olabilmek kavramının zor olduğu yıllar. Paris bu boşluğu doldurmuş olacak ki uzun yıllar orada kalır.Peki Paris kolay mı geçmiştir? Cevap hayır! Kıt kanaat devlet bursu ile geçinebilmek, üretebilmek yine ikinci bir zorluğu daha beraberinde getirir. İşte burada her zorluğa rağmen insanı özgürleştiren tek gerçeklik olan sanatı bırakmaz. Ve bugünlere kadar üretmeye, okumaya, yazmaya devam eder. Bu uzun yaşanmışlık birçok anı biriktirir. Bu anılar bize zengin bir yaşanmışlık sunar.

Bir Sanatçı Portresi: UTKU VARLIK

     «Bence her şeyin bir belleği vardır, madde yaşadığı süre içinde eskimişlik adına zamanı kendi bellek katmanları kaydeder» diyen Varlık’ın bu bakışı bana eserlerinde olduğu gibi bir hafiflik hissi uyandırıyor. Maddeye sıkışmadan ama maddeyle birlikte kat kat var olan bir yansıma.

     «Geçmiş aslında bugündür» Utku Varlık

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR !  "23 Nisan" Sonsuza Kadar...

    İşte bugünün gerçekliği aslında geçmişin yansımasıdır. Buyüzden bir şeylere hiç kaybolmayacakmış gibi tutunup kendimizi dipsiz kuyulara sokmaya değmez.

«Sürekli tekrarlanan bir sirktir hayat, oyuncusuna göre değişen» Utku Varlık

  Hayatın bu renkli dünyasında ayak uydurmak gerek ama her daim okuyarak ve görmeyi bilerek.

  «Bugün açıkça diyebilirim ki kendi “hayal “ müzemizi, kitaplığımızı kurmak zorundayız» Utku Varlık

   Kısaca görmeyi öğrenmek zorundayız.

«Ben artık “bakmıyoruz” diyorum. Milyonlara satılan tuvaller bakılmadan matak bir şey olarak alınıyor, bakıyor ama görmüyorlar, anlamıyorlar» Utku Varlık

      Birçok ülkede, müzede eserleri sergilenen Utku Varlık’ta ilk kitabı Zero Hipotez Fragmanlar ile anılarından, dünyadan, sanattan, doğadan kısacası her şeye dair çok şey öğreneceksiniz.

     Eserlerini yağlı boya ile Paris’teki atölyesinde üretmeye hala devam ediyor. Atölyenin kutsallığı inanan ve bu yolda genç sanatçılara örnek olan sanat tarihi açısından kıymetli yaşanmışlığı çok güzel anlatan Utku Varlık’ın dinlemek çok keyifli.

Bir Sanatçı Portresi: UTKU VARLIK

«Evren beynimizin sanrı bahçesidir» diyen Utku Varlık’ın sözleri ile yazımı noktalıyorum.

«Bakmak, ne olabileceğini düşünerek bakmak… Dış bize bir şeyler anlatırken, iç susuyor!

Düşlerimi siyah beyaz görüyorum. Gerekirse onları renklendiriyorum uyandığımda.

Bir peyzaj betimleyen belki de yalnızlığı, hiç dokunulmamış uzak bir mavi. Belki bir mevsim değişimi, renkleri değişen, zamanla olan bir değiş-tokuş…

Bir anıyı düşünmek, bir resim düşüncesi yaratmak gibi çok tinsel.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR !  ANTOLOJİ DÜNYAM

Yine kendi kendime kaldım, fiziksel dünyaya özgü tüm istekler alıp başını gittiler; kuzey de yalnızlık bir başkadır!

Beni tutkular sürükleyen sanal bellek, resimde görülmeyen kapalı oda!

Geçmiş mevsimlerin anısına belleğin de kalan renkler.

Geceleri çıkıp gittiğim pencere hep sonsuzluğa açık, kuzey yıldızıyla karşı karşıya, gündüz ise bir parka bakıyor, çocukların oynadığı.

Orman gizemini yine sürdürdü, ışık çekingen; dokunduğu her yeri bir başka soyutluyor, ilk kez su sesi duyuyorum, hiç  libelül mavisi gördünüz mü?

Derin bir sessizliğin resmi, iç mekanda bir kadının yalnızlığı, melankoli!

Derin bir geç kalmışlık duygusu, bellek niçin hep geçmişi özlüyor?

Düş gibi bir mekan ama bellekte sığlaşan anıları da içeriyor, uzak yakın.

Doğumun ve ölümün alegorisi, bu arada bir başka hüzün yaşamak!

Büyülü bir düşünce, anlatmak isteği; resim» Utku Varlık

George’s Hotel Galata da Utku Varlık Tabloları ile

YAZAR HAKKINDA

Şeyma Tuna DİNÇ Şeyma Tuna DİNÇ 1990 İstanbul doğumlu ve Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi mezunuyum. Evli, bir çocuk annesiyim. En büyük tutkum kitap okumak ve ilham aldığım konular hakkında yazı yazmaktır. Sanat Tarihi, Edebiyat, Arkeoloji, Sosyoloji, Coğrafya, Kaligrafi, Mutfak Kültürü ilgi alanlarım arasındadır.
Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

2 yorum

  1. Utku Varlık… Şimdiye kadar duymadığım bir isim ki, ona dair aktardıklarınız ne kadar büyük bir eksiğim olduğunu gösterdi. Çok teşekkürler Şeyma hanım, bize onu tanıtmış oldunuz…

    • Teşekkür ederim @utkuvarlik sosyal medya hasabından takip edebilirsiniz. Ya da blog yazılarını utkuvarlik.blogspot.com dan Sanat dair İnsana dair önemli makaleler yazıyor. Bende onu iyi aktarabildiysem ne mutlu bana.

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM