Bir yaşam biçimi olarak İzcilik
  • Facebook
  • Twitter
  • Google+
  • 23 Aralık 2022
  • 3
  • 2018
  • 1 Yıldız2 Yıldız3 Yıldız4 Yıldız5 Yıldız
    2 Kişi oy verdi
    Ortalama puan: 3,00.
    Bu yazıya oy vermek ister misiniz?
    Loading...
  • +
  • -

Bir yaşam biçimi olarak İzcilik

Kurucu Baden Powel’in deyişiyle “İzcilik anlatılmaz, yaşanır”. Tahsin Bey’in bu güzel web güncesi için izciliği anlatmam istendiğinde ilk aklıma gelen sözler bunlar oldu… İzciliğin anlatılmazlığı, şüphesiz onun çok boyutlu bir gençlik hareketi olmasından kaynaklanıyor. Gerçekten kimine göre izcilik “eğitim karakterli bir oyun”, kimine göre, “evrensel kardeşlik organizasyonu, “macera alanı”, “iyilik hareketi” veya “kişisel gelişim süreci” olarak değerlendirilebilir.  Benim içinse izcilik her şeyden önce bir “yaşam biçimi”.

İzcilik Kültürü

Kırk iki senedir izciyim. İlkokulda, annemin ısrarıyla, kendimi, okulumdaki izci kümesinde; aynı yaz da kümemi temsilen devasa bir dostluk kampında buldum. Evden uzakta geçirdiğim onbeş günün ilk gecesini ağlayarak geçirdiğimi hatırlıyorum.  Onbeş gün sonra kamp bittiğinde yine ağlıyordum; ama bu sefer izci kardeşlerimden ayrılmak zorunda kalacağım için… Kampta hiç tanımadığım liderler ve izci akranlarıma kolayca uyum sağlayabilmemin nedeni, sonradan “izcilik kültürü” olarak altını çizeceğim özgün ve evrensel bir kazanımdı. İzciliğin mucizesi işte bu kendine özgü akran kültürüydü. İzcilik kültürü; şarkılar, oyunlar, alkışlar, bağırışlar gibi unsurları içeren bir çocuk sanatıdır. İzciliğin evrenselliği 10 maddelik izci töresine, sembolik çerçevesine ve özgün metodolojisine ek olarak işte bu kültürel kodlara dayanmaktadır. İzcilik, yaşlaşık 40 milyon çocuk ve gencin katılımıyla gerçekleşen, dünyanın en büyük ve organize gençlik hareketidir. Gelmiş geçmiş en büyük çocuk oyunudur. Bir izci, ister kendi obasında, ister bir dostluk kampında, ister milli kampta veya uluslararası kampta, diğer izciler arasında kendini asla yanlız hissetmez, kolayca sosyalleşebilir. Bunu başaran motivasyon izcilik kültürüdür.

Bir yaşam biçimi olarak İzcilik
Bir yaşam biçimi olarak İzcilik

Biz herşeyi İzci gibi yaparız

İzcilerime sık sık söylediğim bir söz var: “herkes herşeyi yapar; ama biz izci gibi yaparız”… Bunun açılımı bulanık da olsa aşağı yukarı şöyledir: İlkeli ol, yaptığın işi önemse, elinden gelenin en iyisini yap, kendin için fark, başkaları için fayda yarat, ne yaparsan yap mutlaka izcilik töresine dayandır, anın farkına var, hatıra üret, değer oluştur, izciliğin saygınlığına yakışır davran. Bu çaba, izci eylemlerinin düşünsel altyapısını oluşturur. Ama “izci gibi yapmak” sözüyle asıl kastettiğim şey, izciliğin kendine özgü sembolleri, davranış kalıpları ve şablonlardır. Çünkü izcilikte semboller diğer tüm ilkeleri çerçeveler.

İzciliğin her yerinde sembollere rastlarsınız. İzciliği özgün yapan, diğerlerinden ayıran, ve belki de görünür kılan işte bu semboller dünyasıdır. İzciler üzerlerinde birçok arma bulunan tek tip giysiler giyerler. Sadece armalarına bakarak bir izciyi okuyabilirsiniz, ünitesini, obasını, katıldığı kampları, aldığı kıdemleri, tamamladığı aşamaları, görevleri ve belki size anlatmak istediği başka şeyleri… Kısacası izci hiçbir zaman “tek tip” değildir; rengarenktir ve birciktir.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR !  “Ya sabır” demenin faydasına inanın!

Toplu davranış biçimlerimiz, tören ve ritüellerimiz vardır: İzci sözü törenimiz, balta seremonimiz, yemek dualarımız, ateş gecesi törenimiz, ateş valsimiz, veda valsimiz, ateş duamız, gün batımı törenimiz, iyi dilekler ritüelimiz, kesin sessiz ve tefekkür anlarımız vardır. Biz her şeyi, bir düzen ve ahenk içinde yaparız. 

Bir yaşam biçimi olarak izcilik
Bir yaşam biçimi olarak izcilik

Yaşamak en büyük eğlencedir

Biz çocukken evlerimizde, düğmesine basılarak çalıştırılan fazlaca bir şey yoktu. Bir araya geldiğimizde kovboyculuk, evcilik, doktorculuk gibi rol temellli oyunlar oynardık. Bu oyunlarda görevler, sorunmluluklar alır, meseleler edinirdik. Oyun bir öğrenme, kendini ifade etme biçimiydi; oyun çocuğun mesleğiydi, kimliğiydi. Zamanla oyun salt bir eğlenceye dönüştü ve herşey fena halde değişti. Artık, hafta sonlarını elektronik oyunlarla geçirmeyi tercih eden çocuklarımız var ve bizim kuşağın onlara sunacağı izciliği pek de “eğlenceli” bulmuyorlar.

Kimileri izciliği revize edip trendlere uydurmayı denese de kayda değer bir gelişme sağlayamadı. Oysa çocuğun gerçek doğasını ve ihtiyaçlarını bilen bir izci lideri için dijital çağ ve trendler hiçbir sorun teşkil etmiyor.

İzci adaylarına sık sık, izciliğin pek de eğlenceli birşey olmadığını söylüyorum. Şaşırıyorlar… İzciliğin kolay olduğunu, her çocuğun izci olabileceğini değil, zor olduğunu, ancak çok çalışırsa izci olabileceklerini belirtiyorum. Kendi izcilik deneyimimi eğlenceleriyle değil zorluklarıyla anlatıyorum. İnanın bana, daha çok ilgilerini çekiyor… Çocuklar ucuz, sanal ve kolay eğlencelerden bıktı, daha kaliteli bir oyun istiyorlar. İçinde rol alarak kendilerini ifade edebilecekleri, birşeyleri değiştirebilecekleri ciddi bir oyun arıyorlar. Çocuklar zorluklardan kaçmıyor; sorumluluk almak, gerektiğinde sorun yaşamak, sorun çözmek istiyorlar. Kendi çocukluğumdan biliyorum.

Bir yaşam biçimi olarak İzcilik
Bir yaşam biçimi olarak İzcilik

Özgürlük

Çocukluğum boyunca izcilik vaz geçemediğim bir aktivite olarak hayatımda yer aldı. İlk gençliğimde Türkiye’de izciliğin sorunlarını anlayabilecek yaşa geldiğimde “tören izciliği” olarak anılan bir olgunun bu oyunun keyfini kaçırdığını farkettim. Üniformalar içinde, gürbüz çocuklar yetiştirmek siyasetçilerin ve bürokratların her zaman ilgisini çekiyordu. Türk izcilik tarihinde, izcilik çeşitli resmi kurumlar tarafından domine edilmiş, yukarıdan aşağıya doğru organize olmuş, zaman zaman siyasi karakterli, hatta militarist bir çizgide uygulanmıştır. Ülkemizde ve dünyada tek tipleştirme, ayrımcılık gibi yaklaşımlar evrensel izciliğin özüne uygun olamayan durumlar yaratmıştır. Üniversite yıllarımda ODTÜ İzcileri’ne katıldım ve her fırsatta gururla anlattığım efsanevi “Jüt Ekibi” içinde yer aldım. Sadece aynı müzikleri dinleyen, aynı kitapları okuyan gençler değildik, benzer eleştirileri yapıyorduk. Galiba özgürlüğümüze de fazlasıyla düşkündük.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR !  “Ülkem için ne yapabilirim?”

Şimdilerde, küçük izcilerle sık sık “On Birinci Madde” konulu beyin fırtınaları yapıyoruz. Onlara sorduğum soruyu kendime de sordum. Eğer izcilik töresine yeni bir madde ekleme hakkım olsaydı, bence onbirinci madde kesinlikle “özgürlük ve demokrasi” ile ilgili olurdu… Evrensel izcilik demokratik bir oluşumdur. Oba, izciliğin en küçük demokratik birimidir. İzcilik yukarıdan aşağı değil, aşağıdan yukarı bir örgütlenmedir. İzcilik bir tasarım veya icat değildir; Brown Sea adasında Baden Powel’in gözlemlerine dayanan bir keşiftir. Kurucunun keşfettiği şey; genç bireylerin doğasında olan, kendi kendine organize olabilme yeteneğidir. Yetişkinin rölü bir lider olarak, bilgi ve beceri kazandırarak, sorumluluk alarak izcilere rehberlik etmektir. Oba kararlarını özgürce alabilen bir akran çetesidir. Özgürlük izciliğin her yerinde kendini gösterir.

Jüt Ekibi’ndeyken eleştirel yaklaşımlarımızla dikkat çekmiştik. Ne bir kalp kırdık, ne oyun bozanlık yaptık. Gençtik, deneyimsizdik ama bir şeyden emindik; özgürlük ve demokrasi izciliğin içinde daha fazla yer almalıydı. Hepimiz Liderlik Temel Eğitimlerimizi tamamladık ve Ankara’da  Atılım Ergin İzci Ocağı’nı kuruduk. Özgürlük bizim ünite ruhumuzu oluşturuyordu. Haftasonu kamp mekanlarımız Kızılcahamam ve Ilgaz Dağı’ydı. Denizli’den Muğla’ya yürüdük, Side’de denize girdik, Babadağ’a tırmandık. Ama yetmezdi: doğa koruma ve iyilik projeleri yaptık. Sanırım onlardan biri olan UNICEF Kartı Satışı bizden sonra projeyi devralan ODTÜ izcileri tarafından uzun süre devam ettirildi.

90’lı yıllar izcilikte en aktif olduğum yıllardı. İzcilikle yatıyor, izcilikle kalkıyordum. Atılım İzcileri’nin yanı sıra, İstanbul Ortaköy’de Yavuz İzcileri’nde kız kardeşim ve babamla beraber çalışmalara katılıyordum. İzcilik bir aile meselesidir benim için. Dedem yavrukurt olarak Atatürk’ün huzuruna çıkmış, babam izci lideriydi, şimdilerde oğlum da küçük izciliğin tadını çıkarıyor. Bu durum genellikle böyledir; izcilik tüm aile bireylerine sirayet etme eğilimindedir. Ya çocuğunuzdan size bulaşır, ya da sizden ona. İzci velilerimizden bazıları İzci Gönüllüsü Semineri’ne katıldı, etkinliklerde fular takıp destek veriyorlar; içlerinde lider olanlar bile var. Paylaştıkça çoğalan birşey izcilik. Gün gelecek herkes izci olacak; eminim buna!

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR !  SON DAKİKA: DEPREM KAPIDA!

Oysa mezun olduktan ve Atılım efsanesi bittikten sonra umutsuz günler başlamıştı. İzcilik, Gençlik Spor Bakanlığına bağlı bir federasyon altında yeniden yapılandırıldı, MEB izciliği bir gecede kanun hükmünde kararname ile sonlandırdı, yüzlerce ünite ve izcilik tesisi kapandı. MEB izciliğine de oldum olası muhalif olduğumdan, yeni durum benim için “gelenin gideni aratması” anlamına geliyordu. Oğlumun izci olmasını istiyordum ama benim nazarımda Türkiye’de izcilik bitmişti. Bu karamsar tablo beni mahalledeki çocuklardan bir oba kurma fikrine yöneltti.

Gerçekten de Güzelbahçe Bilim Koleji’nin de desteğiyle 2016 sonbaharında Bilim İzcileri’ni kurduk. Biz yapacaktık ve olacaktı. Bu ruh hali sanırım birçok lider kardeşimin çok tanıdık olduğu bir durumdur. Brown Sea ruhudur. Bir lider izciliği her an küllerinden diriltebilir, en karamsar anda dahi çevresini izciliğin ateşiyle ısıtabilir. Tabi ki yanlız değildim, TİB ile tanışmam, kısa sürede aynı heyecanı paylaşacağım onlarca lider kardeşimle kaynaşmam bu dönemin en güzel müjdesiydi. Blues Brothers filmindeki orkestra yeniden toparlanmıştı bile. Önce TİB’in Wood-Badge eğitimini ve takiben Eylül 2017’de WOIS’in Uluslararası TTT eğitimini tamamlayarak üç tahta işaretimi taktım, TİB içinde kurul ve komiserliklerde görevler aldım. WOIS’ın Dünya COTA Komiserliği’ne atandım.

Bir yaşam biçimi olarak İzcilik
Bir yaşam biçimi olarak İzcilik

İlk göz ağrım Bilim İzcileri, dört yılda 14 kamp ve sayısız açık alan etkinliği yaptılar, aşamalar, kıdemler aldılar. Bugün kendi kararlarını alabilen, her düzeyde ünitelerini temsil edebilen küçük izcilerimiz var. Mart 2018’de Seferihisar’ın Ulamış Köyü’nde gerçekleştirdiğimiz “Karakılçık 2018” kampı ile bu ateş Seferihisar’a sıçramış oldu. Köyün çocukları izciliği çok sevdiler. Seferihisar Çocuk Belediyesi’nden Ceren ve Levent Öğretmenlerimizle bu kampta tanıştık. Aradıkları şeyin “bu” olduğunu söylediler, hikayelerini ve hayallerini anlattılar. Kısa süre içinde Seferihisar Çocuk Belediyesi’nden 20 kahraman küçük izciyle Salyangoz İzcileri’ni kurduk. Temel Liderlik eğitimlerini tamamlayan Ceren ve Levent liderimle kısa zamanda yeni ünitelerin müjdesini vereceğiz.

Salyangoz İzcileri artık “oturmuş” bir ünite, bunun çok farkındalar, gururunu ve keyfini yaşıyorlar. Bir seneyi tamamladığımız bu günlerde izcilerin ünite içindeki rolleri belirginleşti, aşama çalışmaları devam ediyor, ilk aşama armaları verilmeye başlandı. İzciler artık “işinde gücünde”; ünitenin kararlarını veriyorlar, ihtiyaçlarını karşılıyorlar, projeler üretiyorlar, ulusal ödüller alıyorlar, yeni gelen izcilerle bilgi ve becerilerini paylaşıyorlar. Artık Salyangoz, bugünden yarına kendini taşıyabilecek, peşine başka izcileri takabilecek bir ünite. Bunu bir yıl içinde başardılar. Dere yatağındaki suyun berrak ve parıltılı akışı gibiydi. Dalmışım bir sene geçmiş. Biz artık kendimizin değil onların hikayesini anlatıyoruz, onlarla gururlanıyoruz.

Coşkun Pınar, İzmir

Bir yaşam biçimi olarak İzcilik
Bir yaşam biçimi olarak İzcilik

YAZAR HAKKINDA

Coşkun Pınar Coşkun Pınar 1969’da İstanbul’da doğdu. ODTÜ ve DEÜ’de Çevre Bilimleri lisans ve lisans üstü eğitimlerini tamamladı. DEÜ’nde uzman ve 1999’dan sonra bilişim sektöründe yazılımcı ve girişimci olarak çalıştı. Ayrıca AÜ Tarih Bölümü mezunu, profesyonel sihirbaz ve radyo amatörüdür. Evli ve 9 yaşında bir erkek çocuk babasıdır. İzcilik kariyeri 8 yaşında yavrukurt olarak başlamıştır. 1990’da MEB’den Ocakbaşı Yardımcısı eğitimi aldı. İleri liderlik eğitimlerini TİB’de tamamlayarak üç tahtalı Ulusal Kıdemli İzci Lideri Eğitimcisi oldu. Hâlihazırda, İzmir İzciler Derneği İzci Önderi, TİB Program Kurulu Üyesi, TİB COTA ve Bilişim Komiseri, WOİS Dünya COTA komiseri olarak görev yapmaktadır.
Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

3 yorum

  1. Sevgili Coşkun Hocam.. yazınızı keyifle okudum. İzcilik adına çok güzel projeler üretip hayata gecirerek ve özellikle çocukların hayatlarına dokunarak harika bir iş yapıyorsunuz, şahsınızda İzciliğe gönül veren liderleri içtenlikle kutluyorum. Tahsin’ e de kocaman bir teşekkür✌

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?Tahsin Duman isimli kişiye mesaj yaz

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM